Halküretim üzerine düşünceler

Day 1,121, 10:28 Published in Turkey Turkey by Dynimum

Aşağıdaki makale, eTürkiye'nin en eski komün oluşumu olan (sanırım öncesinde yoktur, varsa düzeltiniz) Halküretim'in yeniden aktifleştirilmesi sürecinde kafama takılan soruların nedenleri ve çözümlerinin sorgulandığı bir makaledir. Oldukça uzun olduğu için özür dilemekle beraber, konuyla ilgili arkadaşların okuyarak yapıcı yorumlar yapmalarını rica ediyorum.

Halküretim'i zaten tanıyan, bilen arkadaşlar ilk 13 paragraftaki "Halküretim'in ne olduğunun özetlenmesi" kısmını es geçebilirler.




HALKÜRETİM'İN AKTİFLEŞTİRİLMESİ SÜRECİNDEKİ TEMEL SORUNLAR

Sevgili arkadaşlar,

Bildiğiniz gibi, bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce yine bu oyunda eSosyalist (ya da aslında eAnarşist) bir ekonomi modelinin nasıl olabileceğine dair bir arayış içine girmiş, belirlediğimiz ilkeler çerçevesinde Halküretim adını verdiğimiz bir yapı kurmuştuk.

Halküretim'in sistemini kabaca şöyle özetleyebiliriz: Tüm çalışanlar Halküretim şirketlerinde ülkenin asgari ücreti ile çalışır. Haliyle bol miktarda stok birikir. Bu biriken stok, Halküretim'de asgari ücretle çalışmakta olan herkesin ortak malvarlığıdır. Bu üretilmiş olan ürünler içinden ne kadara ihtiyacı varsa içinden alabilir. Yani "herkese ürettiği kadar", ya da "hak ettiği kadar" DEĞİL, "herkese ihtiyacı kadar", ya da (tabi stokların durumuna bağlı olarak) "herkese istediği kadar" sistemi geçerliydi.

İşte Halküretim sistemi bu ilkeler üzerine çalışmaya başladı. İlk başta her şey iyiydi, çalışanlarımız üretilen stoktan ne kadara ihtiyacı varsa şirketlerin işlerinin yapılması için gönüllü olan koordinatörümüze (bu kişi ben oluyordum) bildiriyor, koordinatörümüz ise stoklar çerçevesinde bütün bu ihtiyaçları çalışanlara gönderiyordu.

Fakat Halküretim koordinatörünün sorumlulukları bununla bitmiyordu elbette. Çalışmakta olan şirketlerin hammadde sorununun çözülmesi, çalışanların hangi şirkette çalışmaları gerektiğinin belirlenmesi ve buna uygun yönlendirme yapılması, çalışanların Halküretim'deki çalışma devamlılığının, çalıştıkları andaki sağlık düzeylerinin, ve her çalışana gönderilen ürünlerin miktarının bir tabloya aktarılması, ve Halküretim'den yayınlanması gereken makalelerin hazırlanması sorumluluklarının sadece başlıcalarıydı.

Bu durum, Halküretim'de çalışanların sayısının pek fazla olmadığı başlangıç dönemlerinde pek sorun yaratmasa da, uzun vadede Halküretim daha çok üye kazanıp geliştikçe, ve tek başına bütün bu işlerle uğraşan koordinatörün özel hayatından kaynaklanan bazı sorunlar nedeniyle oyunla fazla ilgilenemez olunca ortaya büyük bir koordinatörsüzlük sorunu çıktı.

Önce bu sorunu halihazırda Halküretim'e gönül vermiş arkadaşlarımızdan bir-iki tanesinin daha koordinatör yapılması ile aşmaya çalıştık. Böylelikle benim yanımsıra Iroh90 da, Halküretim çalışanlarının çoğunun Iroh90'a güvendiğini ifade etmesi sonrasında koordinatör yapıldı.

İkinci koordinatörün atanmasıyla bu acil sorun büyük ölçüde aşıldı, ancak pratikte olan durum şuydu: Benim sınav dönemim vs. olunca koordinatörlük işlerinin tamamı ile Iroh90 ilgileniyor, kalan zamanlarda tüm yük yine benim kollarıma kalıyordu. Yani, Halküretim'in inaktifleşmesinin önüne geçilmiş, ancak Halküretim koordinatörlerinin gece gündüz bilgisayar başında çıldıracak seviyede çalışmak zorunda olmalarının önüne geçilememişti.

Bir arkadaşımızın daha koordinatör olarak atanması pek fazla çözüm getirmedi, zira bu arakdaşımız da pek fazla zaman bulamadı sorunla ilgilenmeye dair.

Velhasıl "Koordinatör yardımcılığı" sistemini getirdik. Böylelikle Halküretim koordinatörlerinin durumunu görüp de içi acıyan kimi arkadaşlarımızı, Halküretim koordinatörleri kendilerine işler konusunda yardımcı olarak atayabiliyordu. Peki neden tam olarak "koordinatör" demiyoruz? Çünkü bu iş biraz da güven meselesi, yani Koordinatör oalrak belirlenen kişiler Halküretim gönüllülerinin en az 2/3'ünden "güvenoyu" almalı, ve kendi yapacağı yanlışlardan sorumlu olmalı dedik. Halküretim yardımcılarının yapabileceği kimi hatalardan ise kendilerini yardımcı olarak atayan Koordinatörlerin kendileri sorumlu olacaktı. Ve elbette yardımcıların sorumluluk ve yetki alanlarını da ilgili Koordinatör belirleyecekti.

Bu sistemle de biraz ağır aksak da olsa çalıştık. Daha sonra Iroh90'ın (benim aktifleştiğim bir dönem sırasında) ortalardan kaybolmuş olması, atanan yardımcılara pek fazla ulaşılamaması, ve benim de artık TUS sınavına odaklanmam gerekmesi (ve bilgisayarımın bozulması!) nedeniyle yine geçici bir kapanma yaşadık. (Daha önce de bir kere geçici olarak kapanmıştık, bu büyük bir sorun değil açıkçası)

Bu karardan bir süre sonra bütün bu macerayı mahvedecek büyük bir olay gerçekleşti ve zamanında pek çok ay boyunca Halküretim koordinasyonunu üstlenmiş olan Iroh90 bir günde ani bir hareketle tüm Halküretim şirketlerine el koydu. Şifreleri değiştirdi, ve şirketleri kendi orglarına aktararak sattı...

Ben de dahil tüm çalışanların toplam zararı 600 golddan fazlaydı..

Denecek bir şey yok, demek ki çok çok güvenilir olmadıkça kimseye "sınırsız yetki" vermemek lazımdı, bir şeyler yapılmalıydı, ama ne?..

Sonuçta bu olayın ardından rahat bir 10 ay (?) geçti. Benim TUS sınavım artık (nihayet, ve kesin olmamakla birlikte) geride kaldı. Artık Halküretim'i yavaş yavaş aktifleştirebiliriz diye düşünmeye başladım doğal olarak..

Ve bugün bu koordinatör sorunu büyük bir sorun olarak beni çok derin düşüncelere sevk ediyor. Artık eTürkiye'nin nüfusu oldukça artmış durumda, bu durumda Halküretim'e eskiye göre çok daha fazla rağbet olacağı da ortada. Demek ki ilk başlarda çok sorun olmasa da, tek başıma tüm koordinatörlüğü yürütemeyeceğim.

Demek ki tam olarak düzgün bir yol bulmak lazım. Bu makaleyi açış amacım da, biraz bu konuya ilgili arkadaşların koordinatör sorununun aşılması üzerine fikirlerini almak tabi..

Çözüm üzerine düşünceler

Benim aklıma şöyle bir çözüm geldi: Bir genel koordinatör olsun. (yani sınırsız yetkili tek bir kişi) Bu kişiyi kendim olarak hayal ediyorum, sonuçta ben Halküretim'in malvarlığını çalmayacağım konusunda kendime güveniyorum, ama tabi tüm Halküretim gönüllüleri neden koşulsuzca bana güvensin, orası muallak tabi.. Neyse, Halküretim'cilerin bana neden güvenmeleri gerektiği apayrı bir makale konusu olabilir. Konuya dönelim.. Bu genel koordinatörün belirleyeceği yetki ve sorumluluklar çerçevesinde görev yapan alt koordinatörler olacak. Her "alt koordinatör"e bir org. hesabı verilecek, içinde bir ya da iki şirket olacak. Bu alt koordinatör, bu şirketler konusunda yapılması gereken her şeyden sorumlu olacak. Mesela ilgilendiği şirket bir yemek şirketi ise, gönüllüler ihtiyaçları doğrultusunda yemek istediklerinde bu koordinatör gönderim yapacak.

Peki alt koordinatörlerden biri şerefsiz çıkar da şifreleri değiştirip sorumlu olduğu (neyse ki) az sayıdaki şirkete el koyarsa ne olacak?

İşte bu noktada aklıma şöyle bir fikir geldi: Alt koordinatör olmak isteyen kişi, sorumlu olacağı şirketlerin değeri kadar goldu (ya da bu eşdeğer bir şirket de olabilir) sadece Genel Koordinatörün erişebileceği bir orga teminat olarak gönderecek. Bu golddan herhangi bir harcama yapılmayacak, sadece bu koordinatörün yapabilecceği bir kötülüğe karşı Halküretim peşinen korunmuş olacak.

Ancak bu düşüncenin de iki olumsuz yanı var: İlki, zaten koordinatör bulamazken bir de peşin peşin teminat ödeyecek koordinatör bulmak daha zor olacak. İkincisi, bu koordinatörlerde "Nasıl olsa parasını verdim, artık çalsam da olur ehe mehe" mantığının gelişebilecek olması.

Bunun üzerine inci iktidarında B-TheOne önderliğinde geliştirilen memurluk sistemini hatırladım. Yani, koordinatörlere maaş vermek gibi bir sistem olacak. Bir kişi sadece koordinatörleri denetleyip ona uygun maaş belirleyecek, şu anda devlet için B-TheOne'ın yaptığı gibi. Koordinatörlere, iyi ödeme yapılacak, ve sınırlı bir sorumlulukları olacak. Böylece hiçbir koordinatör, kıytırık bir şirkete el koyarak fazladan edindiği bu kazancı kaybetmek istemeyecek.

Gayet güzel.. de... Parayı nereden bulacağız? İşte bu bir sorun. Gerçek anlamda Halküretim sisteminin sürdürülebilirliğinin tehlikeye düştüğü nokta da burası. Çünkü Halküretim'in asgari ücret adlı garip uygulama nedeniyle her gün belli bir miktar para harcaması ZATEN gerekiyor. (En basit mantıkla, 10 kişi 4 TRY'den çalışsa sadece bu 10 kişi için günde 1 gold gider!) Ancak, Halküretim ürettiklerini pazarda satan bir kurum değil. Mümkün olduğunca bundan kaçınmaya çalışan bir kurum üstelik.

Geçmişte, bağışlarla bir şekilde bunu dengeliyor, ve piyasaya satış yapmak zorunda kalmıyorduk. Ancak şu anda asgari ücret 0.1 gold gibi oldukça yüksek bir noktada, ve üstelik koordinatörlere para vermeyi dahi düşünür olmuşuz. O halde piyasaya satış yapmak zorunlu olacaktır ki, bu da sistemimizin ilkelerine ters gibi görünüyor.

Belki Halküretim'i desteklemek için piyasa şartlarında çalışıp para kazanacak bir takım şirketler yaratabiliriz, ama bu durum daha da ironik olur bana kalırsa 🙂

İşte bu noktada fikirlerinizi bekliyorum. Sizce koordinatörlük sorunu nasıl aşılabilir, bu kadar para nereden bulunur?

Fikirlerinizi olduğu gibi aşağıya belirtin, mantıklı bir ortak çözüm bulabilirsek o çizgiye Halküretim'i oturtup çalışmalara başlarız.


Saygılarımla;
Dynimum
Eski Halküretim koordinatörü