GECE KAHVESi - Özü Turan Kendi Yalan Muhterem Aziz St. Bars Han (Tsar Boris)

Day 1,547, 11:50 Published in Russia USA by ASP C SLAVA IDEY SVOBODA

Degerli Panpalar, sevgili okurlar, GECE KAHVESi'ne hosgeldiniz, 3ncü sayimizda da yeniden birlikteyiz, bu aksam ki konumuz yine gündeme iliskin olacak, hepinizin malumu Bulgaristan ile eTr arasinda yasanan oyunsal sikintilar aslinda oyuna ait degil, bu problemler gercegin reflektörü'dür. Hepbirlikte gelin analizlerimizle bu Fasist dalganin derinliklerine dogru inelim ve hicbirseyden haberi olmadigi halde neden MPP yapilamiyor diye düsünen kesimi aydinlatalim.

Beyler, Bulgar fasizmi tipki Türk fasizmi, Yunan fasizmi, Ermeni fasizmi, Alman fasizmi gibi temellerini 1789'da bir Burjuva özgürlük hareketi olarak dogan ancak daha sonra Sanayi Devrimini yaratacak sürecin mimarlari tarafindan sabote edilerek Milliyetcilik akimlarini tetikleyecek olaylar silsilesinden almistir. Bu fasizmin önderi her ne kadar Todor Zhivkov olarak lanse edilse de bu isin baslangici 1860'larda Panslavist politikayi baslatan Rus cari II.Alïaksandr'dir. Henüz Osmanli emperyalizmi altinda yasadigindan bir Prens'lik olarak dahi taninmayan Bulgar toplulugu, Balkanlarda gitgide etkisini yitiren Osmanli yönetiminin de yarattigi kaos ortaminda Ruslarin asiladigi Slavist politikalar ve propagandalardan öylesine etkilenmistir ki nasil ki bugün FYROV dedigimiz Vardar'li Slavlar olmayan bir tarihe sahip cikarak kendilerini Antik Yunan mirasinin varisi ilan edebilecek kadar kafasi karismis ve fasistlesmisse Bulgarlar da ayni yolun yolculari idi ve Rus Carliginin emperyalist emelleri ugruna pompaladigi saçma sapan gercekle alakasi olmayan bir Slav-Bulgar aidiyetine adapte edildiler. Ne zaman ki Bulgaristan Prensligini ilan etti iste o zaman isler artik geri dönüssüz bir sürece girdi, Yeni kurulan Slav güdümlü emperyalist kuklasi Bulgar Prensligi, temellerini saglam kaziklara baglama ve halki kontrol altinda tutma adina kendisine bir düsman yaratmak zorunda idi, Balkanlarda da bu arayisa en net karsiligi uzun zamandir Sirplarin empoze ettigi 'Asagilik Müslüman - Barbar Isgalci - Hrstiyan kanina susamis - Seytanin evladi' Türk düsmanligi verdi.
Aslen bir orta asya kabilesi olan Bulgarlar kökenlerini tam anlami ile yoksayarak tarihlerinin baslangicini 1000'li yillarin ilk döneminde Hristiyanligi kabul eden Bulgar Kagani Bars'in (Vaftiz ile adi Boris'e dönüsmüstür) kurdugu yeni (Slavlasmakta olan) döneme dayandirdilar. Neden mi ? Beyler nedeni ortada; eger 9ncu YY dan öncesini kabul ederlerse kendilerinin Bir Turan kavmi ve Orta Asyali oldugunu benimsemek zorunda kalacak bu vesile ile de yaratmaya calistiklari 'Balkan-Bulgar-Slavligi' palavrasi tarihe gömülecek.
Su an Dünya'da Bilimin saygi gördügü, Tarih biliminin hakkinin verildigi Saygin Üniversitelerde hicbir Tarih profesörüne Bulgarlarin Slav oldugunu kabul ettiremezsiniz, cünkü bu zoka ancak Emperyalist güdümde hareket etme kabiliyeti kazanmis kalitesiz Fasist karacahillerin yutabilecegi cinsten bir yalandir.
Tekrar dönelim 1800'lerin sonuna, dedigimiz gibi cevresinde Slav fasizmini iliklerine kadar yasayan kirli Sirp ve Rus emperyalistleri bulunan Bulgarlar, kendilerini bir arada tutmayi saglayacak Ezeli(!) Düsman olarak Türkleri sectiler. Bu yadirganmamali tekrar ve tekrar söylüyorum ki; Bagimsizlik kazanmak ugruna Emperyalizmin altina yatmis ve her türlü Asimilasyona ugramis (ki Buna Din Fasisti Osmanli'da dahildir) bir halk, ayakta durabilmek ugruna bir takim hayali düsmanlar yaratmak zorunda idi. Zira bu Kirli Emperyalizmin dayattigi ve benimsetmekte azami derece de basarili oldugu bir politikadir.

Simdi gelelim islerin anlasilmadigi döneme, Todor Zhivkov dönemi artik Slavlik zokasini girtlagina kadar yutmus, her anlamda köklerinden kopmus, Emperyalizmi dost bilmis, hayali düsmanini da uzun zaman önce yaratmis Bulgar milletinin bir umutla sectigi Sosyalist ideolijinin zaten Bürokratiklesme yolunda hizla ilerleyen ve cökmeye yüz tutmus Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliginin uyguladigi idare bicimini aynen kopyalanmasi nedeniyle, 100 yili askin süredir Fasizmi iliklerinde yasamis Bulgar halkiyla Sosyalizmin kan uyusmazliginin bir diger temel nedeni de henüz Sanayi Devriminden nasibini alamamis ve Burjuva sinifini dahi olusturamamis bir sürecten gecmesiyle aciklanabilir. Tarihsel Diyalektik bizlere her Kademenin adim adim ileryelecegini, arada 'skip' atlamalarinin ileride büyük sorunlara yol acacagini söyler, nitekim 1980'lerde yasanan Bulgar Fasizmi ve Türk soykiriminin da asli nedeni budur.

Türk düsmanligini bu kadar yadirgamayin zira bu onlari ayakta tutan bir dinamik, Hükümetlerinin pejoratif olarak kullandigi bir arac.
Asil bakilmasi gereken nokta Bulgaristan'in nasil bu sürecten kurtulabilecegidir, aksi takdir de Bataklik kurutulmadan Sivrisinekler bitirilemez.

Sosyalizm bir secenek degil mutlak zarurettir, Tarihsel Materyalizmin ögrettigi ve öngördügü ileri Insan topluluklarinin kati surette uygulayacagi bir Kalkinma, ve Komünal yasam bicimine dogru süreci empoze edecek, Insanligi gercek Esitlikle tanistiracak ve Gezegeni yasanabilir kilacak tek yoldur. Bulgarlarda bu yoldan gececek, Türkler de, herkes bu yoldan eninde sonunda gececektir.

Gelecek iscilerin, emekcilerin ve bilimin kesin yol göstericiligine inanmis, esitligi benimsemis, hurafelerden arinmis, Insan türünün tek bir tür olduguna ve cevresindeki tüm yasam bicimleri ile Bu gezegene adapte olup uyum icinde yasamak zorunda oldugunu bilen Üstün Insan irkinin olacaktir.



Yeni bir Gece Kahvesinde görüsmek üzere herkese iyi geceler, bu arada tekrar tüm ciftlerin Sevgililer gününü kutlar, yalniz gecirenlere ise gelecek adina bol sans dilerim.

Saygilarimla.