Bin yıllık Türk - Yunan çatışması
MooN-StaR
eRepublik birkaç istisna dışında tarihte birbirleriyle mücadele etmiş milletlerin sanal ortamdaki yeni mücadelesine tanıklık ediyor. Bu çekişmelerin arasında bizi en çok ilgilendiren ise Türk – Yunan mücadelesidir. Temeli 1000 yıl öncesine dayanan bu mücadele o yıllardan beri zaman zaman alevlenip zaman zaman küllenerek, ama hiç ara vermeden devam etmiş. Şimdi eRepublik’te Türkler 400 sene hüküm sürdükleri yunan topraklarını tekrar almak için savaş verirken, Yunanlılar da üzerinde hak iddia ettikleri Batı Anadolu toprakları ve Marmara bölgesinin kendi egemenlikleri altında olduğu günleri görmek için yanıp tutuşuyor.
Türk – Yunan arasındaki bitmek bilmeyen, zaman zaman savaşa, zaman zaman diplomatik krizlere neden olan, iki halkın internet ortamlarında birbirlerine hakaret etmelerine, birbirlerini aşağılamalarına kadar varan bu çatışmayı 1000 yıl geriye saralım ve bakalım o zamanda bu zamana aramızda neler olup bitmiş.
Tarih 26 Ağustos 1071’i gösterirken akın akın Anadolu’ya gelen Türklerin durdurulması gerektiğini farkeden Bizans İmparatoru Romen Diyojen’in ordusu Alparslan’la Malazgirt ovasında karşılaştığında bir daha hiç sönmeyecek ateş yakılmış oluyordu. Malazgirt Savaşı’nda Alparslan’ın kazandığı mutlak zafer Anadolu’nun kapılarını Türklere ardına kadar açıyor, Bizanslılar ise bu tarihi, imparatorluklarının çöküşünü başlatan kara bir gün olarak not ediyorlardı. İmparatorluğun Anadoluda’ki hakimiyetini yitirmesi o kadar çabuk oluyordu ki, savaşı takip eden 10 yıl içerisinde Türkler Ege kıyılarına ulaşmış oluyorlardı. Türklerin Anadolu'da kalıcı olmalarını engellemek için Bizans, İmparator Manuel Komnen komutasında 1176 yılının 17 Eylül’ünde bu sefer II. Kılıçarslan’ın karşısına çıkıyor ve Miryekefalon Savaşı’nı da kaybederek Anadolu’yu tekrar ele geçirme hayallerini tarihe gömüyor ve Anadolu’daki egemenliğini tamamen yitiriyordu. Bu tarihten sonra artık gitgide küçülen Bizans, nihayet 1453 yılının 29 Mayısında Fatih’in İstanbulu fethiyle tarih sayfalarındaki yerini alıyor, Mora Yarımadası ve Atina’nın1458 yılında, Trabzon Pontus-Rum Devletinin de 1461 yılında Osmanlı hakimiyetine geçmesiyle Yunanlılar 400 sene boyunca sürecek Osmanlı hakimiyetine girmiş oluyorlardı. Bu 400 sene boyunca ufak çaplı isyanlar olsa da genel olarak Osmanlı, Yunan üzerindeki hakimiyetini devam ettirmekte zorlanmıyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşe geçmesi ve askeri olarak zayıflaması Yunanlıların bağımsızlık ateşini körüklüyor ve 30 Ağustos 1832’de tam 374 yıllık Türk hakimiyetinin ardından Yunanistan sınırları Osmanlı tarafından tanınıyordu.
Ne varki Yunanlılar aldıklarıyla yetinmeyerek Megalo İdea’larının peşinden gidiyor, I. Dünya savaşından mağlup çıkmış, ordusu lağvedilmiş, silahı ve askeri olmayan Osmanlı’nın Doğu Trakya ve Batı Ege topraklarında hak iddia ediyor, 15 Mayıs 1919’da Fransa ve İngiltere’nin desteğine güvenerek İzmir’i işgal ediyor, 1920 yılında da Sevr anlaşmasıyla Doğu Trakya topraklarını ele geçirerek hayallerini süsleyen İstanbul’a hiç olmadıkları kadar yaklaşıyorlardı. Ne var ki Türk milletinin tarihi boyunca hiçbir milletin boyunduruğu altında yaşamadığı gerçeğini hesaba katmayan Yunan, İzmir’i işgaliyle Türk’ün fitilini ateşliyor, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Atatürk Milli Mücadeleyi başlatıyordu. Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdiğinde Türk Yunan savaşının cephede gerçekleşen kısmı resmen sona eriyordu. Yunanlıların sadece 3 yıl süren hayallerini karşılarına çıkan ilk düzenli Türk ordusu yıkıyor ve onları geldiklere yere gönderiyordu.
Takvimler 1974 yılını gösterdiğinde Yunanistan’la birleşme hayalindeki EOKA’cı Kıbrıslı Rumlar, Yunan cuntasının desteğiyle Makarios’u devirerek Kıbrıs’ta kontrolü ele geçiriyorlardı. Ancak Türkiye’nin buna tepkisi gecikmiyor 20 Temmuz’da Türk ordusu adadaki İngiliz kuvvetlerinden hiçbir direniş görmeden adaya çıkıyor, kısa zamanda adanın %37’sini ele geçiriyordu. Türk ordusunun karşısına çıkma cesaretini gösteremeyen Yunan cuntası ise 24 Temmuzda çöküyordu.
Bu tarihten sonra Türk Yunan ilişkilerinde gerilimler bitmiyor, Kardak krizi, kıta sahanlığı gibi sorunlar sürüp gidiyordu.
1999 yılına geldiğimizde ise, terör örgütü PKK’nın elebaşısı Abdullah Öcalan’ın Türk özel kuvvetleri ve İstihbaratı tarafından Kenya Nairobi’deki Yunan büyükelçiliğinden çıkarken yakalanması Yunanistan’ın teröre verdiği gizli kapaklı desteği su yüzüne çıkarıyor, Öcalan’ın üzerinden Yunan ve Kıbrıs Rum yönetimi pasaportları çıkıyordu. Bu olaydan sonra Öcalan’ın Yunan Elçiliğinde kalmasından sorumlu olan Dışişleri bakanı Theodoros Pangalos, Öcalanı gizleme işini beceremeyen Yunan istihbaratından sorumlu İçişleri bakanı Alekos Papadopoulos ve Ocak 1999’da Öcalan’ın Yunanistan’a girmesini engelleyemeyen(!) güvenlik kuvvetlerinden sorumlu Kamu Düzeni bakanı Philippos Petsalnikos istifa ediyordu.
1000 yıllık Türk – Yunan tarihinin kısa bir özetini böylece vermiş oluyoruz. eRepublikte kıyasıya savaştığımız Yunanistan’ı biraz tanıtabildiysem ne mutlu bana.
Makalemi Erepublik’teki savaşta Yunanlıların yanında yer alan, her Türkiye karşıtı yazıya, her Yunan milliyetçisinin makalesine “voted + subs” olarak yorum yapan kişiye ithaf etmek istiyorum. Kim olduğunu söylememe gerek var mı? Kendisi de dahil olmak üzere hepimiz kim olduğunu biliyoruz zaten.
Arkadaşlar makalenin daha fazla kişiye ulaşması için lütfen oylayalım. Eğer yeterli desteği görürse İngilizcesini yayınlayıp Yunan arkadaşların da bu bilgilerden mahrum kalmamasını sağlayacağım. Makaleye güzel bir fotoğrafla noktayı koyalım 🙂
[img]http://yellowcakewalk.net/2007-01-06/S5000034.JPG[/img]
Comments
voted
Şimdi eRepublik’te Türkler 400 sene hüküm sürdükleri yunan topraklarını tekrar almak için savaş verirken, Yunanlılar da üzerinde hak iddia ettikleri Batı Anadolu toprakları ve Marmara bölgesinin kendi egemenlikleri altında olduğu günleri görmek için yanıp tutuşuyor.
Hmm...Biz 400 sene hüküm sürmüşüz oralar bizim.Onlar Milattan önce bile oradaydılar ama sadece hak iddia ediyorlar ha ?
Olaylara biraz daha objektif bakın.
Ayrıca Utkunun veya Rızanın Fakei değilim.
Oyladım. 🙂
@Porsuk Group
400 sene icinde iskan faaliyetleri yapilmis (gocmenlerin yerlestirilmesi vs.) ve bolgenin etnik agirligi degistirilmistir.
Simdi boyle bir durumda cogunlugu Turkiye'nin etnik unsurlarindan olsun Izmir'de Yunanistan'in hak iddia etmesi garip degil midir?
"400 sene hukum surduk" aciklamasi zamanin uzunlugunu gostermekten ziyade bu 400 senin ustune gecen degisiklikleri vurgulamaktadir. Yani "Ne yani Yunanlilar da 1000 yildir buradaydi" demek mantikli midir vicdaniniza birakiyorum.
Soyle ki eger onlar Izmir'de hak iddia ediyorsa biz de donup Horasan'da Rusya'da hak iddia edelim. Mantikli midir sizce?
@Porsuk Grup - makaleyi iyi oku. Türklerin o topraklarda hak iddia ettiği söylemedim. Ancak Yunanlıların topraklarımızda hak iddia ettiklerinden bahsettim. Aksini iddia edebilir misin? Bizim gerçek hayatta da yunanistanın toprak bütünlüğüne bir kastımız yok. Ayrıca utku veya rızanın görüşlerine sahip olmak için illa onların fakei olman da gerekmiyor 🙂
Oylandı
Emin ol ki o kişilerden çok çok farklı bir görüşüm var.
çok güzel bir yazı Sen yazdıysan eline sağlık alıntı yaptıysan yine de eline sağlık önemli olan içeriğin bize verdiği mesaj 😃 gaza geldim hadi dalalım..
yunana çevirmemize gerek yok az sonra damlarlar bizans hödödödö derler 😃
@Porsuk Grup
Biz gücümüzü kullanıp orayı ele geçirmişiz. Evet belki bu bizim yanlışımız olabilir. Ama orayı ele geçirdiğimizde o bölge bizim olmuş demektir. Biz ele geçirmeden önce orada onların yaşıyor olması o bölgenin onların hakkı olduğunu göstermez. Sonuçta savaşılarak alınmıştır. Ve hatta savaşı onlar başlatmıştır.
Hak iddia ederek, küfürlerle, hakaretlerle, Ege'de sınır ihlalleriyle bizi kışkırtıp onlara saldırmamızı istiyorlar. Bu sayede dünya kamuoyunda biz haksız duruma düşeceğiz.
Eğer bir yerlerine güveniyorlarsa bizim tarihte yaptıklarımızı örnek alıp buyururlar gelirler, sonuçlarına katlanırlar.
voted
Yunanlılar damlamadı ilginç😃
yazı uzun daha çevirememişlerdir 😃
Ohooo.Oyundaki çoğu Türk kullanıcıların Kullanıcı Adları İngilizce veya İngilizce karakterler içererek Türkçe.Siz gelmişsiniz Milliyetçilikten oraya buraya dalarak almaktan bahsediyorsunuz.
Adamlar size dalmış kevgire çevirmiş haberiniz yok.Öncelikle bu konuları halledelim.Toprağıyla savaşıyla değil vatan sevgisiyle , kültürüyle , vatanına hizmetiyle anılan bir ülke olalım.
O kadar kolay değil öyle dalalım girelim hadi demek.Tüm dünya senin olsa ne yazar...
Benimki gayet Turkce gibi duruyor. 😛
Ben bi yere dalalim girelim derdinde degilim. Zonguldak'in yuzu suyuna karadenize demir verseler ben Yunanistan'la baris yapmaya raziyim. 🙂
voted
Biz Türkler tarihimiz boyunca yayılmacı bir politika sürmekle beraber, gittiğimiz her yere refah ve adalet de götürmüşüzdür.
@porsuk group
Dünyada tarih boyunca bölgelerin jeopolitiği değişir. Örneğin Amerika artık Apaçi veya Navajo ülkesi olarak bilinmiyor, üstelik sadece 200 yıldır artık Amerikalı olarak adlandırılan İngiliz ve Fransız asıllıların kontrolünde...
Peki 2 ülkeyi ele alalım.
Amerika ve Japonya
Amerika Emperyalist bir devlet.Dünyanın birçok ülkesinde zulmünü gösteriyor da zaten.Daha önceleri de gösterdi.
Japonya ise Milliyetçiliği ile bilinir.Dış Politika olarak etliye sütlüye karışmaz ve yaşam standartları da mükemmeldir.
Peki diğer dünya devletleri bu ülkeler hakkında ne düşünüyor ?
Amerikayı herkesin yağladığına bakmayın herkes onlara karşı.
Ama Japonya, gelişmiş teknolojisi, eğitim ve yaşam standartları bakımından herkesçe takdir edilen bir ülke.
Şimdi Japonya gibi olup da takdir toplamak varken Amerika gibi olup niye kin topluyoruz ?
Kimine saçma gelebilir ama düşünürsek bi...
hadi amerika'yı da kızılderililere verelim ortada kaldılarsa tabi
Porsuk Grup, Amerika gibi olup kin toplamıyoruz. Bizimle sorunları olan ülkeler genelde geçmişten gelen sorunları günümüze taşıyan ülkelerdir. Türkiye'nin Cumhuriyet sonrası politikaları asla yayılmacı olmamıştır. Her zaman barışı savunan bir ülke olduk. Ama Osmanlı zamanında hükmettiğimiz milletlerin çoğunluğu eski hesapları günümüze taşıyor. Japonya'da 2. dünya savaşından önce yayılmacı politika izliyordu. 2. dünya savaşına neden girdi sence? Ayrıca Japonlar tarihte Çin'in önemli bir kısmını ve Kore'yi işgal etmişlerdir. 2. Dünya savaşından sonra askeri olarak pasifize edildiler doğal olarak adamlar kendilerini teknolojiye sanayiye verdi. Barış falan hikaye, hangi millet olursa olsun eline gücü geçirdimi diğer milletlere hükmetmek istiyor. Tarihte bunun örnekleri çok. Masum bir millet neredeyse yok.
@ Porsuk Grup
Dünyada ilk devletlerin kurulmasından sonra her dönemde imparatorluklar bulunmuştur. Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu, Alman İmparatorluğu, şimdi de Amerikan İmparatorluğu... İmparatorluklar genişlemeci bir politika sergilemek zorundadırlar zira kaynakları bekalarına elvermez. Genişlemeyi durdurduklarında genellikle ekonomik sebeplerle imparatorluklar son bulur. Örneğini verdiğim her imparatorluğun sonu ekonomik nedenlerle gelmiştir.
Japonya'ya gelirsek, Japonya hiçbir sınır komşusu olmayan bir ülkedir. Ayrıca 2. Dünya savaşındaki yenilgisi sonrasında ABD tüm ordusunu fesetmek zorunda kalmış ve ABD'nin müstemlekesi olmuştur. ABD desteğiyle ekonomisini geliştirmiş ve halen pek çok büyük firması ABD desteğiyle ayakta kalabilmektedir. Ordusu olmayan, savunma harcaması olmayan bir ülke ekonominin gelişmemesi zaten imkansız. Herhangi bir ülkenin savunma harcamalarını eğitim, sağlık gibi diğer yönlere kanalize ettiğini düşün...
Ha şimdi diyeceksin ki,"Biz de yapalım"... İşta kazın ayağı öyle değil. Japonya ve çevresi dünyada hiçbir jeopolitik önemi olmayan, hiçbir kaynağı bulunmayan, hiçbir sınır komşusu bulunmayan bir ülke...
Yani kısaca her ülkenin kendisine has gerçekleri vardır, onun için biz şunun gibi olalım, bunun gibi olalım demek yerine, bir Türk olarak "Biz lider olalım, başkaları bizi örnek alsın" diye düşünmeni beklerdim senden... Zira biz Türkler tarih boyunca kimseyi örnek almadık, hep örnek olduk.
Tolga Gani Zengin, yorumunun altına imzamı atarım, bravo..! daha iyi ifade edilemezdi Japonya ve Türkiye'nin durumu
ama tolga'nın atladığı bir şey var.. o da Japonya'nın başında bela olan gizli veya açık hiçbir düşmanının olmadığı..
türkiye'de kimler mi var? güldürmeyin beni 🙂
AB'ye girme hevesi, ABD müttefikliği, PKK, İsrail, Kuzey Irak, Yunan Adaları Krizi, Kıbrıs, Ermenistan vs vs vs......
bu ve benzeri konularla uğraşmasaydık, sağ-sol diye 30 yıl boyunca çatışmasaydık, Atatürk'ün gösterdiği yolda ilerlemeye devam etseydik; bir düşünün bugün nerelerde olurduk !!
yunanistandakiler şuanda bizim topraklarımız da olmak için uğraşıyor bu oyunda doğru yazmışın moon-star aramızda yüzyıllar boyunca süre gelen bir savaş durumu var.
porsuk grup sana diyeceğime gelince;
Şuan savaşı biz istemiyoruz oyunda bizde bulunmayan demir için savaşıyoruz.Ama sen diyorsan hislerinizle savaşıyorsunuz eskiden beri bu nefret siz de var.
Aç tarihi oku bizim savaşmadığımız millet kaldı mı
yunanistanlılar suçu kendilerinde aramalılar.Biz yüzyıllarca ruslarlada savaştık sırplarlada araplarlada macarlar romenler bulgarlar ingilizler italyanlar çinliler avusturyalılar daha adını sayamadım bir çok devlet var ama neden illa ki yunanistan bu durumu kabullenemiyor 1453 ten beri hayali kurdukları megali idea mıdır nedir projesini gerçekleştirmek için
not😒aten bizans rumların kurduğu devlet değil bilhassa büyük romadan ayrılan italyanlarım kurduğu devlettir tabi bunu anlamayan yunanlılar yaşayan çoğunluk rum olduğu için bizansı kendilerinin sanıyor 😁)
@ tolga gani
doğru söylüyorsunda japonun düşmanı yok ama bizim dünyanın yarsından fazlasını tanımıyoruz diğer yarısının yarsı bize düşman geriye kalan diğer yarının yarısıda dostumuz Türkiye ordusunu her daim sağlam turmak zorundadır.O yüzden develetimizde gelişim süreci yavaş ilerlemektedir
ayrıca amerikaya gelirsek çöküşü yakındır neden diye sorarsanız birlik yok ki amerikan milleti diye bi millet yok hepsi ispanya ingiltere fransa bazı afrika ülkelerinden gelme insanlar askerler paralı sadece teknoloji var tek teknolojide savaşta işe yaramaz 🙂
bize gelince erkeklerin tamamına yakını asker 🙂
çok karışık mı oldu 😒
http://www.facebook.com/video/video.php?v=150778803928#/video/video.php?v=165756891112" target="_blank">http://www.facebook.com/video/video.php?[..]91112
madem oyun oynuyoruz, oyun içinde konuşalım. Gerçek hayatta bizim orda veya onların bilmem nerede ne kadar hüküm sürdügü oyunu ilgilendirmez. Yunanlılarla olan sorunumuz CG içindir geri kalan toprakların bir önemi yok. CG üzerinde hak iddia etmemizin ve almak istememizin nedeni oyun başladıgından beri orada kimin ne kadar hüküm sürdügü ile alakalıdır. Orijinali yunanlırda da olsa yunanlılardan çok daha uzun süre Türklerin egemenliginde kalan CG de hatırı sayılır yatırımımız var.
Ha bu oyun oynanırmı dersen oynanmaz derim. Bugün usada, rusyada, endonezyada otomatik WT yöntemi bulunmuş ve uygulanıyor iken normal oyuncuların verdiği emeklere yazık olmaktadır.
Adminler dersen ayrı bir alem. Oturmuşlar ulen kim kimin fakesi acaba diye incelem yapıyorlar cevap bulamayıncada hepsini banlayalım gitsin diye bir mantıksızlık izliyorlar.
Oyun altyapısı otomatik WT ye müsait oldugu sürece bu oyunu oynamaya çalışmak boşa kürek çekmektir. ısrarla oynayacagım diyorsanız;
1. Oyuna fazla kaptırmayıp kasmaya çalışmayın.
2. Basabildiginiz kadar fake basın. Diğer ülkelerle ancak bu şekilde baş edebilirsiniz.
3. Madem altyapı müsait sizde otomatik wt yolunu ögrenmeye çalışın...
ben bunları yapmam yinede kasmaya çalışırım diyorsanız Allah sizi utku gibi yapsın derim. Bu beddua size yeter 😁
tartışmalara girmemekle beraber oyladım diyorum 🙂
Tolga Gani Zengin söylediklerinde çok haklısın.
@Porsuk Grup
Japonya örneğinin Türkiye ile hiç bir ilgisi yok. Adamlar Dünyanın diğer ucunda herkesten uzak yaşıyorlar. Ama Türkiye Dünya'nın merkezinde, ilkokulda da ilk olarak bunu öğretiyorlar, 3 kıtayı birleştirdiğinden bahsediyorlar.
Bu nedenle çoğu ülkenin uzun yıllardır topraklarımızda gözü var ve yine bu nedenle savunmaya, orduya önem vermemiz gerek, Türk ırkı tarih boyunca savaşçı bir ırk olmuştur, inandığı şeyler mevzu bahis olunca tek çıkış yolu savaş olmuştur.
Eğer ki biz japonlar gibi teknolojiye ağırlık verip orduyu gevşek tutarsak düşmanlara yaptığımız bilgisayarlarla, lcd ekranlarla saldırmak zorunda kalırız.
Bugün düşmanlarımız hala bize savaş açmadıysa, bizi içeriden yıkmaya çalışıyorsa bunun tek nedeni NATO'nun en büyük ordularından birine sahip olmamızdır.
love the image
Dürüstçe, dışarıdan bakarak yorum yapacağım. Sanırım aynı sonuca varacağım, ama yazıyı aklıma geldiği gibi yazıyorum; tamamını ben de sizinle okumuş olacağım.
Bir ulus sürekli aynı yerde kalamaz. Eğer insanlar izin verse bile doğa izin vermez. Bu yüzden insan ırkları daima "ileri" gider. İlerisi de batı ya da doğu, kuzey ya da güney olur, ülkeye ve ulusa göre değişir. Ruslara bakalım, Sibirya'dan kaçıp Asya'ya inmişler. Çinlilere bakalım, Kıyı Asya'dan içerilere kadar ilerlemişler. Avrupa ülkelerine bakalım, Batı Asya'dan Avrupa'ya gelmişler. Hele ki İngilizler, Britanya adasına geçmişler.
Eğer "en uzun süre duran insanlar oranın hakkınsa sahiptir" dersek işler biraz karışıyor. Sen hiperaktif bir çocuğu bir odanın içinde kilitli tutabilir misin, odanın içinde yemek ve su olsa bile? Ülkeler hiperaktif çocuklara benzer, sürekli yer değiştirir. Değiştirmezse duramaz, sonunda patlar. Hiperaktif insanların hareket edemeyince ne duruma düştüklerini gözlemleyen ya da bilen varsa anlamıştır ne demek istediğimi.
Uzun lafın kısası, eğer bir ülke, bir ulus, bir ırk, hangisini kabul ederseniz; yaşadığı bölge ile bütünleşebiliyorsa, orasına "Yurdum" diyorsa orası onun yurdudur. Yunanlıları bilemem, ama biz Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu ile bütünleştiğimizi kanıtladık sanırım.
Güzel makale...
Arkadaslar, Yunanistan, Turkiye'yi yikmak isteyen milletler tarafindan 1800'lu senelerin basinda kurulmus suni bir devlettir. Bu suni devleti kuranlar, tarihte bir Yunan devleti oldugunu ve kurduklari devletin bunun devami oldugunu iddia ediyorlar. Halbuki tarihte boyle bir sey yoktur. Bin sene once, bes yuz sene once yasananlar ile Yunanistan arasinda alaka kurmak bu suni devlete mesruiyet kazandirmaktan baska mana ifade etmez.
@Huor İnsan ırklarının devamlı ileri gittigi dogru mu? Bir kaç sene evvel meşhur Apo'nun anne ve ablasını gazetede görmüştüm. Bu çirkin karılar on tane çocuk doğuruyorlar. Halbuki, işi gücü olan, okumuş ve aklı başında insanların en fazla bir, taş çatlasa iki tane evladı oluyor. Hal böyleyken insan ırkının ileriye gitmesi nasıl mümkün olabilir?
@dos360
"Bu yüzden insan ırkları daima "ileri" gider. İlerisi de batı ya da doğu, kuzey ya da güney olur, ülkeye ve ulusa göre değişir."
2. bölüme dikkatle bakmanı tavsiye ederim, gözünden kaçarsa diye yeniden yazıyorum: "Ülkeye ve ulusa göre değişir."
Not: Kendilerini ulus gibi kabul ediyorlar, bu yüzden topluluk yerine ulus yazdım; eğer gerekiyorsa değiştirebilirim de.
@ Haygary,
videoyu seyrettim, ama epey bi sallamasyon yani. Orada güya Türklerle ilgili sözler söyledigi iddia edilen komutanlarin türklerle temasi dahi olmamiski. Adamlar 1860 larda ölmüs ve askerlik kariyerleri amerikan ic savasi ile kisitli. Dolayisiyla bu tür videolar iyi ama, yanlis kaynaklar vererek ve bu yanlis kaynaklari uluslararasi tartisma ortamlarinda kullanarak gülünc duruma düsmekle karsi karsiya kalirsiniz. Benden söylemesi. Burada bulunan bazi arkadaslara bu tür seylere itibar etmemeleri ve daha ziyade kitaplardan faydalanmalarini öneririm.
Art niyetle söylemedim bunu, yanlis anlasilmasin sakin.
@tolga 🙂voted
mesela 1071de alpaslanin "turk"lerine karsi savasan diyojenin "turk"leri ne olacak?
mesela emperyalizmin oyunu ile ulkelerinin ve halklarinin haksiz bir isgale gittigini cikartma yapan gemilerde dahi ifade eden ve bu savasin sona erdirilmesi icin her yerde mucadele eden yunan komunistleri ne olacak?
tarih boyle halklar veya modern cagda uluslar uzerinden degil siniflar ve uretim iliskileri/bicimleri uzerinden okunmalidir. turk ve yunan halklari arasinda yasananlar halklar arasinda degil egemen siniflar arasindaki cekismedir.
emperyalizmin oyunlarinin ortagi olmayacaksak halklar arasinda dusmanligin yelkenine ruzgar ufurmeye calismak yerine kardeslige vurgu yapalim.
turkler de diger dunya halklarindan farkli degildir. bir ustunlugu yoktur. bir eksigi de yoktur.
high iron bolgesi de yoktur. 🙂
voted
@H.M. Liberter : Malazgirtte Türk ordusuna karşı savaşanlar bildiğim kadarıyla Bizans'ın paralı askerleri olan Peçenekler'di. Savaştıkları kavmin Türk olduğunu öğrenince savaşmayıp çekildiklerini hatırlıyorum. Yani Malazgirt'te Türk Türkle savaşmamıştır.
Süper Makale Arkadaşım Helal Olsun.
v % s
güzel yazı olmuş eline sağlık.
Arkadaşlar ben de birşeyler eklemek istiyorum.
Evet ülkelerin konumu önemli ama bu ana sebep değil. Kendimizi biraz eleştirelim lütfen. Bu devirde kimsenin kimsenin toprağında gözü yok. İşler başka yoldan hallediliyor.
Japonya ile en büyük farkımız insan yapımız, karakterimizdir. Bu konuda kendimizi eleştirelim. Adamlar her konuda mükemmeli, güzeli arayan bir kültüre sahipler. bir çayı koymak için 2 saat uğraşıyorlar. bir ufacık ağaca yıllarını veriyorlar.
Şimdi biz bunlara baksak aman ne gereksiz işler deriz. Ama işte bu bizim karakterimiz.
Ulus olarak kolaya kaçan, devletten, olmazsa avrupa birliği vs'den gelip bizi ihya etmelerini bekleyen, etmedikleri için de bize düşmanlar diyen bir toplumuz. Birbirimize saygımız yok, trafik kuralları bile angarya geliyor. son saniyede kırmızıda geçen adami ya da yaşlıların ayakta beklediği otobüste çocuklarını oturtup uyuma numarası yaptıran anne, akşam eve gittiğinde "ne uyanıklık ettim" deyip mutlu oluyorsa ne diyeyim ben? En ufak olayda birbirimizi gırtlaklama noktasına geliyoruz, cehalet dizboyu ve de üni okumak bile bunu gideremiyor.
Büyük Atatürk'ün bizleri gaza getirmek için söylediği (belki de o zaman öyleydi), çalışkandır vs. gibi özelliklerimizden her geçen gün uzaklaşıyoruz.
O bize düşman, bu bize düşman demek yerine kendi işimize bakalım yeter.
Size bir örnek daha vereyim:
Arkadaşım barcelonaya maça gitmişti. Orada stadın çoğu kombine olduğu için bilet bulmak zormuş ancak inanılmaz bir olay varmış. Maça gelemeyecek olanlar kulübü arayıp haber veriyorlarmış. Böylece de kulüp o koltuğu o maç için satıyormuş.
İnanabiliyor musunuz? Bir türk olarak bunu tezahür edebiliyor musunuz?
Bizde aynı durum olursa ne olur?
- Banane gardeşim , boş dursun koltuk parayı vermişim a.k. Parasıyla değil mi a.k?
İşte bu bile herşeyi özetlemiyor mu?