Ağırlama

Day 577, 23:19 Published in Turkey Turkey by Riza Karabasan

Makale yazmayacağım konusundaki sözü bozmaya karar verdim. Ülkeyi terk etme sebebimi bilmeyenler veya hatırlamayanlar için hatırlatmayı gerekli görüyorum: DHC içerisinde bilgim dahilinde bir fake çıkarsa oyunu bırakacağımı, bilgim haricinde ancak temas halinde bulunduğum bir fake vakası çıkarsa ülkeyi dönmemek üzere terk edeceğimi taahhüt etmiştim. Bildiğiniz gibi Dyn'in en başından beri şüphelendiği adam denizgelsin'in Türkiye uzantılı Romanya fakeleri, birkaç oyuncu ile birlikte ortaya çıkmıştı. İkinci sözümü tutmaktan dolayı mutluyum; ancak ülkenin içerisinde bulunduğu durum ve insanların bakış açısı nedeniyle arada bir Türkiye'de makale yazmaya karar verdim.

Daha önce bunun sadece bir oyun olduğunu, oyun içerisinde anlamsız hırs tabanlı sidik yarışlarına girilmemesi gerektiğini, hatta ve hatta oyunun hırs merkezli değil, eğlence merkezli olması gerektiğini belirtmiştim. Hırsını eğlenceye döken bir zihniyetin de hastalıklı olduğunu söylemem gerekir. Fakat esas değinmek istediğim nokta değil.

Ben bu oyunda şu güne kadar kimseden bir şey saklamadım. Gerçek hayatta da elimden geldiğince dürüst olmaya çalışırım. Maalesef bu oyunda Dynimum gibi şahane insanların yanında; hırsının kurbanı olmuş, bir oyun için gururunu ayaklar altına alan, yaptığı hileleri vatan-millet-sakaraya nidalarıyla meşru kılmaya çalışanlar mevcut, ve bu insanlar sürekli orada, yanı başımızda olmaya devam edecekler. Kendilerini ideolojilerle sıfatlandırmaya çalışsalar da, ideolojiler bu içi boş adamların maskelerini tutmaya yetmeyecek.

O insanlar zaten yaptıkları her eylemde kendi çıkarlarını birinci plana koyacaklardır. Herkes kendi çıkarları doğrultusunda yapar Thomas Hobbes'un dediği gibi... Ancak bazı insanlar bu çıkarların kendilerini yönlendirdiğini kabul ederler ve eylemlerini buna göre gerçekleştirirler, bazıları, hatta insanların çoğunluğu ise bu çıkarlar çatışmasını reddederek maskelerini takarlar, ve kırmızı perdenin ardında oyun üzerine oyun planlarlar. Bu sâhtekarlar da, gerçek hayatta her zaman olduğu gibi Turkiye milleti tarafından kahramanlaştırılırlar.

Gerçekten kahraman zannettiklerinizin bazıları da kahraman değillerdir. Fake oyuncu avının başkahramanlarından Joseph Kalinin kimdir? Bu arada, Jwin, antifa77 ve filipinos77 neden aynı anda banlanmışlardır? Jwin, ki zamanında ülke başkanlığı için gururla aday gösterdiğimiz, üzerine bizzat makale yazdığım Jwin'in banlanması neden Rıza Karabasan defalarca gündeme getirmesine, parti forumunda yazmasına rağmen irdelenmemiştir?

Parti başkanlığından ayrıldığım gün, Türkiye'ye ve DHC'ye ait tüm msn kanallarını msn listemden sildim. Başkanlıktan ayrıldıktan sonra anarco77, yani antifa77, yani Joseph Kalinin parti başkanlığına adaylığını koymakta gecikmemişti. Kendisine filipinos'un sonunda neden 77 olduğunu sorduğumda bana verdiği cevap "denizgelsin verdi ya, iki üç günlüğüne bakıyorum" idi. Jwin için de cevap "gerçek Jwin oyunu bıraktı, ben de onun yerine idare ediyorum" idi. Ve bu Jwin, anarco'nun yani cenk'in yani kalinin'in bilgisi dâhilinde bu ülkenin başkanlığına aday gösterilmişti.

Şüphesiz DHC, en azından benim gözümde, şu ülkenin en temiz partisidir. Deatus'u, ZurnaX'ı, Dyn'i, tekyoldevrim'i ve artena'sı hâlâ başları dik durumdadır. Halbuki tekyoldevrim, artena veya ZurnaX da ne kadar kolaylıkla hile yapıp şu anda Field Marshall olarak Macarlarla fingirdeşiyor olabilir, sonra da "ne madalya aldıysam vatan için aldım knk" diyebilirlerdi. Ama yapmadılar. Çünkü onlar, oynamakla zevk ve arkadaşlık dışında bir şey kazandırmayacak bir oyunu iki üç ilkokul talebesi gibi oynamıyorlar.

Bilmeyen yeni oyuncular için tüm tarihi ortaya dökmek istemiyorum ama, biz maalesef bu ülkede işine gelince "ben Türkiye'nin vatandaşı değilim" diyen Field Marshall'ları, "İran'daki işe yeni girdim çıkamıyorum" diyen bakkalları gördük, ki ben kendim de çok yaşlı bir vatandaş değilim, bunları da eski makaleleri, wiki sayfalarını okuyarak, eski oyuncularla sohbet ederek öğrendim. Sonrasında bu arkadaşlar, her nasılsa ikisi de onlarca şirkete ve bilemediğimiz ebatlarda paraya sahipler, "biz ne hile yaptıysak vatan için yaptık, kendimize ayrıcalık yaptıysak da vatan için, sevdiysek de sövdüysek de vatan için yaptık" dediler. Çünkü mantık hileyle mücadele değildi, hileye daha çok hileyle cevap verip "düşmanı" yenmekti.

Aynı oyunculardan biri, Modu Shanyu, DHC'lilerin neler olup bittiğinden haberi bile yokken denizgelsin ve Türkiye'de bulunan 4 fake'i nedeniyle tüm DHC'lilerin istifa etmesi gerektiğini, edilmezse bunun bir demokrasi ihlâli olacağını belirten methiyeler düzdü, çünkü kendisi bir "demokrat" idi. Aynı hafta içerisinde banlanan 10 MYP milletvekili hakkında maalesef Modu Shanyu'nun kurduğu en uzun cümle "Tebrikler" idi. Kimse Steoks'un önceki seçimleri nasıl kazandığını sorgulamadı. Nitekim Steoks'un kendisi de, imlâ yoksunu bozuk Türkçesi de oyunu da bıraktı da TDK rahatladı. Bir sonraki seçim gününde, yani poker'in kazandığı seçimlerde de Macar bayrakları eRep Türkiye online listesinde bir yanıp bir sönmüştü. Peki tahmin edin şu an poker nerde, ve avatarında kimin bayrağı var?

Bunun ötesinde, ki ben üstte yazdıklarımı kanıtlarıyla çıkararak isterseniz 50 sayfa da yazarım, ülkemizde hâlâ revaçta olan bir Yunan-İsrail-Amerika düşmanlığı mevcut. Şahsım ise zaten şu an da bildiğiniz gibi vatan haini durumunda. Söylemiştim, yalan söylememeye özen gösteriyorum diye. Makouilan bana "Türkiye Yunanistan'a savaş açacak mı" diye sorduğunda, cevabım "Bilmiyorum ama siz yine de tetikte olmalısınız" idi. Bugün Central Greece'i geri almalıyız, şu pis Yunanlıları yenmeliyiz, i..e Hırvatlar nidaları atılmakta. Central Greece bizim toprağımız mı? Değil. Siz bir oyuna girdiğinizde mevcut milliyetçiliğiniz ile İç Anadolu'yu Yunanistan işgali altında görseniz ne düşünürdünüz? İç Anadolu'yu işgalcilerin elinden kurtarmak istemez miydiniz? Sizin mantığınızla, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nda yaptığı neydi? Eğer bunları farklı görüyorsanız, veya Türkleri üstün ırk olarak görme fantazisine kapılmışsanız, 1 değil 1 milyon Ermeni ölse umrumda olmam diyen bir adamı İçişleri Bakanı yapan bir partiyi destekliyorsanız, ben ırkçı değilim, dahası, ben insanım diyebilir misiniz?

Yunanların oyundaki büyük kısmı da sizin aynınız. Siz Yunanları suçladıkça, onlar da sizi suçluyorlar. Ve evet siz işgalci durumundasınız. Hatta birkaç aya önce Yunanistan'a tek toprağı bile fazla görüyordunuz. Oyun içerisinde Yunanistan'ın yaptıklarından hoşlanmayabilirsiniz; ancak neden Yunanlara küfür etme gereği duyarsınız? Topraklarınızı işgal ettiğiniz adamlar hakları olanı geri almaya çalışıyorlar, ve bu bir OYUN. Futbol maçından sonra yenilen takımın oyuncularının yenen takıma küfür edip saldırması hoş mu olurdu, insanlığınız bu mu? Bir oyunda bile tüm Yunanları genelleme ihtiyacı duyuyorsunuz, çünkü istisnasız Yunanlıların hepsi kafir. DHC'nin Attika milletvekili olan Kerjo'nun bir Yunan olduğunu, ve kendisinin Central Greece isyanında Yunanistan'a karşı savaştığını biliyor muydunuz?

Makalenin başlığına gelelim. Vizontele'yi hepiniz bilirsiniz, Ağırlama... "İnsan, memleketini niye sever? Başka çaresi yoktur da, ondan. Amma biz biliriz ki, bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı, orayı sevmektir. Burayı seversen, burası dünyanın en güzel yeridir. Amma, dünyanın en güzel yerini sevmezsen orası dünyanın en güzel yeri değildir." Ne kadar basit 5 cümle değil mi? İnsan doğduğu yeri, birlikte yaşadığı insanları seçme özgürlüğüne sahip değil. Ve en azından birlikte yaşadığı insanları seçme özgürlüne sahip olana kadar zaten seçmediğimiz o ortamdan hayatımızı değiştirecek anlamda etkilenmiyor muyuz? Sokakta mendil satarak okula gitmeye çalışan çocuk ile, her gün bilgisayar oynayabilen bir çocuğun arasındaki fark genleri midir?

Ben hiçbirinizi şu anki vaziyetinizden dolayı yargılayamam. Size kızarım, küfür ederim, ama sonra pişman olup kendime de küfrederim. Eğer ben 1 değil 1 milyon Ermeni ölse umrumda değil diyen insana bir küfür ediyorsam, kendime bir milyon küfür ederim, çünkü böyle düşünen bir insana kendini sorgulatmak yerine kendisine küfür edecek kadar acizim. Fakat mâlum, kimse süpermen değil...

Herkesten ricam... Bırakın artık şu ırk-milliyet muhabbetini, gereksiz yarışları... Ne mutlu ki utanmadan söyleyebiliyorum, ben bir komünistim, kimilerinin kominist, kimilerinin anarşik dediğiyim. Ama bunun bir önemi yok, benim amacım ne Sovyet mandası olmak, ne vatanı birilerine falan satmak yanlış kaynaklardan öğrenildiği gibi. Ya da sizi de komünist yapmak değil istediğim. İstediğim, hepimizin eşit yaşayabildiği, en azından yargı önünde eşit olduğu, herkesin kendini ifade edebildiği bir yer, ırk farkı olmaksızın, ismini ne koyarsanız koyun. Yeter ki düşmanınız insanlar değil, insanların ürettiği hastalıklı fikirler ve insanlar arasındaki haksız eşitlikler olsun.

Nâzım Hikmet hep ağlatır beni,
"çocuklar ölmesin... şeker de yiyebilsinler"
Rıza Karabasan.

Not: DHC'nin neden en dürüst parti olduğu konusunda geniş açıklama yapmadım. Diğer partiler bütün olarak değerlendirilebilecek partiler değil, fakat Eski_Azrail'i vesairesi olsun ÇTP, tarlalarıyla olsun TH, DHC ile karşılaştırılamayacak partilerdir, şahsıma göre.

TH notları:
http://www.erepublik.com/en/organization/1427428
http://www.erepublik.com/en/organization/1358080

İkinci linkin şirketlerine bir derinlemesine bakın, püfür püfür oh...