[Dışişleri] Ocak ‘15 Bilgilendirmesi

Day 2,611, 03:23 Published in Turkey Turkey by Disisleri Bakanligi


Herkese merhabalar,
Bu makalemizde bir kesim tarafından eleştirilen son zamanlardaki dış politikamızın; mükemmel olduğu rivayet edilen üç ay öncesiyle karşılaştırmalı olarak, günümüz konularını da içine alacak şekilde, kafanızda soru işareti kalmadan, bulunduğu noktayı değerlendireceğiz.



İlk olarak; bir önceki makalemiz, uluslararası kamuoyu yaratmaya yönelik, müttefiklerimize ve dostlarımıza yazılmış olan bir propaganda makalesidir, halkımızı bilgilendirmek için ise Başkanlık ve Milli Savunma Bakanlığı gerekli özveriyi göstermiştir.

Sirius ittifakının dağılmasının ardından Hırvatistan ve Şili ile daha önce hiç olmadığımız kadar yakın bir konuma geldik. Bilindiği gibi Hırvatistan ve Türkiye, Polonya ile olan MPP’lerini uzatmazken, Şili biraz da İspanya’dan dolayı Polonya ile olan MPP’sini sürdürmüştü. Başarısız olarak atfedilen Sirius sonrası döneme ithafen, son yaşanan olayların ardından Şili’nin Polonya ile olan MPP’sini elbette ki uzatmayıp, Türkiye’ye büyük destek vermesi bu iddialara en büyük yanıttır. Bunun yanında yine Sirius ittifakının dağılmasının ardından Polonya ile MPP’sini sürdüren ülkelerden Birleşik Krallık da bu savaşta bizim yanımızda yer almıştır.




Diplomasi yönünden hata yapıldığını savunabilmek için öncelikle içinde bulunulan durum gözetilmelidir. Uluslararası kamuoyunda hatta ve hatta kendi içerisinde yoğun tepkilerle karşılaşan Polonya hükümetine bile eminim ki bu kadar ağır eleştiriler yapılmamaktadır. Hırvatistan ve Şili gibi iki müttefike sahip olmak büyük bir şanstır. Oyunda hasar bakımından güçlü olan devlet her zaman iyi bir müttefik demek değildir. Buna en büyük örnek iki bencil ülke Sırbistan ve Polonya’dır. Şuan en güçlü ittifak olarak göze çarpan Asteria’nın, Güney Amerika’da uğradığı bozgun da bunun en büyük kanıtıdır. Bir ittifakları bulunmamasına rağmen eski Sirius ve Aurora ittifakı üyesi devletler hemen hemen tüm savaşlarda Asteria ülkelerini mağlup etmiştir. Bir ittifak içerisindeyken bu koordinasyonu yönetmek çok daha kolaydır; ancak bunu herhangi bir ittifaka bağlı olunmayan zaman içerisinde gerçekleştirmek ise başarısızlık değil tam aksine gerçek bir başarı durumu olduğunu gösterir.

Dengeyi iyi kuramamakla suçlanan Türk Dışişleri olaylar patlak vermeden iki gün öncesine kadar iki aylık süreç içerisinde bu devletlerin bir kısmıyla MPP görüşmesine kadar giden yakın temaslarda bulunmuştur. Düşmanca bir tavır asla sergilenmemiştir. İlişkilerin bozulmuş gibi gösterilmesinin sebebi de Türkiye değildir. Geçtiğimiz dönem başkanının Dışişleri’nin uyarısına rağmen eski önemli müttefiklerimizden Arjantin’e karşı CO açması bu ülkeyle olan ilişkilerimizi sıkıntıya sokmuş ve hatta başarısız olan airstrike saldırısına da bir mazeret yaratmıştır. Uzun süre müttefiklik yaptığımız bu eski dostumuz olan ülkelerde bulunan bir zamanlar şahsımın da olduğu gibi bireysel olarak hükümet dışı ilişkilerle bu ülkelerin arasının açılmasını önlemeye ve dostane ilişkileri sürdürmeye çalışan vatandaşlarımızın katkılarıyla, Türkiye uzun bir süre boyunca Asteria saldırısına uğramamıştır. Bunda en önemli sebeplerden biri de Arjantin’in Asteria toplantılarında bunu sürekli veto etmesidir. 10 dakikalık bir CO’yu bahane ederek Türkiye’ye karşı Polonya’yı kullanarak yapılacak olan airstrike’a destek veren hükümete, gerekli yanıtı bu ülke ile MPP yapmayarak veren Arjantin meclisi ise, halk nezlinde hala kredimiz olduğunu göstermiştir. Şili’ye ve Hırvatistan’a savaşlarda verdiğimiz büyük desteğin ardından düşman ittifakın gözlerini bize dikmesi beklenilmeyen bir durum değildi; ancak bunu kendilerinin yapamayıp, bir ülkeyi kukla olarak kullanarak ülkemize saldırı gerçekleştirmeye çalıştıklarını da gördükten sonra diplomatik olarak Türkiye’nin bir hata yaptığını savunmak yine yanlış olacaktır.



Asteria’nın son airstrike planında dışarıda kalan Romanya’da da ciddi bir kesimden ittifak üyelerine tepki gelmiştir. Gürcistan tarafından savaşan ve bizlere desteğini belirten Romanya da bu süreçte Polonya’nın yanında olmamıştır. Geçen dönem iyi ilişkilerimizi sürdürdüğümüz bir diğer eski önemli müttefikimiz Yunanistan ise bu airstrike planının baş mimarı olan, ittifak yöneticilerinin baskısıyla Polonya MPP’sini kabul etmiştir. Son iki dönemde aynı partiden başkan çıkaran ülkenin, bir önceki başkanı dünkü savaş süresinde Gürcistan için shout atıp, bu planı asla desteklemediğini belirtmiştir. Yani bu ülkeler nezlinde de Türkiye’nin Sirius sonrasında kaybettiği bir şey yoktur, aksine kazançları olmuştur. Arjantin ve Romanya’nın bir süre Türkiye’yi izleyeceği tarafımızca edinilen bir başka bilgidir. Bu süre içerisinde eğer bu ülkelerle olan ilişkilerimizi korumak istiyorsak, vuruşlarımıza dikkat etmemiz gerekmekte. Bu ise Dışişlerine değil, halkın tepkisine bağlı olarak gelişecek bir durumdur.

Bir oyun olduğundan, her şeyin kontrol altında gerçekleşmesi mümkün değildir. Elbette ki savaşlar da olacaktır, yoksa oyunun bir anlamı kalmaz. Ancak sözde müttefikleri ve hatta kendi halkı tarafından destek görmeyen bir saldırıya uğramak diplomatik olarak başarısızlık sebebi değildir. Ne yazık ki gerçek hayat Türkiye’sinde de var olan yabancıların sözüne kendi insanının sözünden daha fazla riayet etmek düşüncesi oyundaki halkımızda da yer almakta görünmektedir. Hangi hükümet olursa olsun bir hata yapılsa dahi, kendi insanımıza sahip çıkmak önceliğimiz olmalıdır. En ufak bir eksik veya yanlışta bu hükümetleri karalamaya çalışmanın ülkeye bir faydası yoktur. Ortada böyle bir durum yokken yaratılmaya çalışılmasının da aynı şekilde ülkeye bir faydası olmayacaktır. Türk Dışişleri olarak, kontrol edebildiğimiz her alanda elimizden gelenin en iyisini, hatta fazlasını sergilemekteyiz. Halkımızın bundan hiçbir şüphesi olmasın. Makale altına yapılan iftira ve saldırı içermeyen yorumları mümkün olduğunca cevaplamaya çalışacağım, herkese iyi oyunlar dilerim.

(Not: Yaptığınız bağışlar dişe dokunur bir seviyeye ulaştığında ülke kasasına aktarılacaktır, herhangi bir bakanlık yetkilisi tarafından kullanılmamaktadır)

eTürkiye Dışişleri Bakanlığı adına,
Machiavelli