Tatilseverler İçin Tur Rehberi

Day 1,039, 19:53 Published in Turkey USA by Kemal Ergenekon
Ayşe’nin Tur Rehberi

Sevgili dostlarım,

Yakında oyunda yaşanacak olan gelişmelerden hepinizin haberi vardır. Tatile çıkmadan evvel ziyaret edeceğimiz yerleri tayin etmemiz en doğrusu olacaktır. Bu amaç doğrultusunda bir tur rehberi hazırladım. Sözü fazla uzatmadan başarılı bir tatil için gerekli olduğunu düşündüğüm konulara detaylıca değineceğim Makaledeki resim ve formüllere aldırmayın.



Siyasi Yapılanma

Adada Türk egemenliğini tesis edebilmek için politik görüş ya da kişisel ilişkileri gözetmeden bir birlik halinde hareket etmemiz gerektiğini söylemeye bile gerek yok. Eğer kendi aramızda ikiye bile bölünürsek adanın kontrolünü ele geçirmemiz imkansız olacaktır. Siyaset alanındaki başarı, diğer tüm planlar için ön koşuldur, ve başarısız olmamız durumunda istila tek çözüm haline gelebilir. Bu sebeple tüm gücümüzü öncelikle siyasi alanda zafere odaklamalıyız.

Emre açtığı makalede yirmi beş tane milletvekili adayı çevresinde birleşmemiz önerisini getirdi. Yirmi beş tane potansiyel milletvekili adayı seçebiliriz, ancak esas başarmamız gereken mecliste çoğunluğu teşkil etmektir. Bunun için on üç ya da on dört aday çıkartıp tüm oylarımızı homojen olarak bu kişilere yöneltmemiz daha doğru olacaktır. Kısıtlı sayıda oyumuz olduğu düşünüldüğünde on üç – on dörtten fazla adaya bölünmeye kalkarsak meclisteki üstünlüğümüzü yitirebiliriz. Bir kere kontrolü elde ettikten sonra rakip ülkenin vatandaşlarının ülkede kolayca yaşamasını imkansızlaştıracak politikalarımızı yürürlüğe sokmamızın ardından milletvekili sayımızı yirmi beşe tamamlayabiliriz.

K = S + M
0 ≤ S ≤ 100
0 ≤ M ≤ 100
10 ≤ D ≤ 100
S + M + D ≤ 40Q

Bu on dört aday nasıl seçilecek? Bu konuyu bir makale altında açık oylama ile çözüme kavuşturabiliriz. Ancak adada milletvekilliğine bir avantaj gözüyle bakmayın: Adada kontrolü ele geçirmek öncelikli hedef olduğundan dolayı kararlarınızda özgür olmayacaksınız; görevinizi yarıda bırakmanız durumunda ise eTürkiye’de bir daha yüzünüze bakılmayacağından emin olabilirsiniz. Yasa tasarılarında vereceğiniz oy önceden belirlenmiş olacak, çünkü adanın kontrolünü elimizde tutabilmek için geçirmemizin zorunlu olduğu bir takım yasalar var. (bkz. Ekonomik Yapılanma) Oyunuzu kullanmamanız durumunda kontrolü yitirebiliriz. Bu sebeple bu göreve gönüllü olacak oyuncular mümkün olduğunca aktif, güvenilir, ve kendi çıkarlarından feragat etmeye hazır kişilerden seçilmeli.

Adaylar belirlendikten sonra başka bir Türk’ün aday olmaması, olması halinde ise desteklenmemesi gerekli. Ülke kurulduğu gibi hemen bir parti kurulmalı, ve meclis seçilmeden önce mümkün olduğunca fazla kişi ada vatandaşlığına geçmeli. Vatandaşlığa geçildikten sonra seçimler dışında herkesin adada kalması gerekmemekte. Ancak kurulmuş olan partinin ilk beşte kalmasını sağlayacak kadar kişi adada kalmalı. Bu kritik günlerde 1-2 gün adada kalmanız gerekebilir.

Türk partisinin başkanını tayin etmede bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. Beş parti kurup bunlar arasında eşit dağılarak rakibimizi engellememiz ise nüfusları ve sahte hesap baronları düşünüldüğünde imkansız olacaktır. Bu sebeple denememiz bile gereksiz.

V(K,D) = (1 * K) + ( B * K ) + ( B^2 * K ) + ... + ( B ^ D * K )

Ülke başkanlığı seçiminde zafer kazanmamız kesinlikle yeterli olmayacaktır. Esas ihtiyacımız olan milletvekili seçimlerinde zafer kazanmak; çünkü olur da mecliste çoğunluğu teşkil edemezsek, başkanımızın inmesi tek bir impeach yasasına bakar. Başkanlık seçimlerinde ikinci olacak aday ise rakip ülkenin adayı olacağından tam anlamıyla bir mağlubiyet yaşamış oluruz. Aynı şekilde ülke başkanlığı seçimlerini kaybetmemiz de tam bir yenilgi olmayacaktır, çünkü mecliste hakimiyeti ele geçirirsek başkanı aynı şekilde biz de değiştirebiliriz.

Milletvekili adaylarını seçtiğimiz gibi tek bir başkan adayı çevresinde de birleşmeliyiz. Bu kişi de aktif ve görevini iyi bir şekilde yerine getireceğine güvenebileceğimiz birisi olmalı.

V(K,D) = ( ( 1 – B^D ) / ( 1 – B ) ) * K

Milletvekilliğinden elde edilen altınların bir kısmının geri istenmesi (mesela 4 altın) söz konusu olabilir. Adaylığınızı koymadan önce amacımız doğrultusunda her türlü fedakarlığı yapabileceğinizden, ve gerçek yaşamdaki işlerinizin kesinlikle bir engel teşkil etmeyeceğinden emin olmalısınız.



Ekonomik Yapılanma

Mecliste hakimiyeti ele geçirmemiz durumunda adadaki tüm ekonomik faaliyetleri elimizde toplamak için detaylı bir plan tasarladım. Eğer bu planı uygularsak adada çalışmayı ve barınmayı bizden olmayanlar için imkansız hale getirebiliriz. Bu şekilde rakibin açabileceği sahte hesapların tek tek elle beslenmediği sürece açlıktan ölmesini sağlayabiliriz.

Öncelikle adada özel iştirake ihtiyacımız olmayacaktır. Adada faaliyet gösterecek olan bütün şirketler önceden açmış olduğumuz devlet organizasyonlarına ait olmalıdır. Bu şirketlerin sayısı, ve hangi şirkette hangi kişilerin çalışacağı önceden belirlenecektir. Bu şirketlerde verilecek olan maaşlar dünyadaki en iyi maaşlarla muhtemelen yarışamayacaktır, ancak dünyada verilen ortalama maaşa yakın bir ücret tayin edilecektir. Maaşlar her sektörde aynı olacaktır, ancak üretkenliğe eşit olarak artacaklardır. Yani seviyeniz x ise maaşınız (9+x) birim olacaktır.

Kurulacak olan firmaların hepsinin Q1 ekmek ve Q1 bilet firması olması gerektiğini düşünüyorum. Eğer adada bir yüksek hammadde de olursa (bu muhtemelen buğday olacaktır) Q1 hammadde firmaları da düşünülebilir. Bu tercihin sebebi bu sektörlerin yaşamsal ihtiyaçlarımızı karşılayacak olması, ve silah ile ev gibi kalan malları dışarıdan temin edebilecek olmamız. Q1 olmalarının sebebi ise yeterli istihdamı yaratırken mümkün olan en düşük altın cinsinden sermayeyi kullanmak.



Bu firmaların kontrolü adanın yönetiminin elinde olacaktır. Organizasyonların ele geçirilmesini engellemek için eski organizasyonları kullanmamak en doğrusu olacaktır. Tüm ürün fiyatları, maaşlar, ve çalışacak işçiler önceden belirlenmiş olacağından bu organizasyonları yönetmek çok vakit almayan bir iş olacaktır. Fiyatlar ve maaşlar konusunda haftada bir güncellemeler söz konusu olabilir.

Ekonomide rakibin şirketlerini devre dışı bırakmak için esas silahımız ise vergiler olacaktır. Her sektörde gelir vergisini yüzde seksen – yüzde doksan gibi uçuk rakamlarda tayin etmeliyiz. Bu durumda biz işçilerimize almalarını istediğimiz maaşın beş – on katını iş teklifi olarak koyacağız. İşçilerimiz çalıştığında ise paranın bu büyük yüzdesi devletin kasasına dönecek. Devlet bizim kontrolümüzde olduğu için biz bu parayı şirketlerimize geri aktarabiliriz. Ancak eğer adada rakip firmaları ya da özel teşebbüs firmaları kurulursa, şirket sahipleri verdikleri maaşın yüzde seksen – doksanını devletimize hibe etmiş olacaklar.

Tabii ki aynı zamanda rakip firmaların komün sistemi ile işlemelerini engellemek adına asgari ücreti, bizim en düşük seviyeli oyuncumuzun maaşına çekeceğiz. Bu koşullar altında eğer rakiplerimiz firma açarlarsa, her işçileri için bize çok büyük oranda para vermiş olacaklar. Bu sebeple açacakları firmalar batacaktır; dışarıdan para desteği ile ayakta tutulmaları durumunda ise bize sürekli fahiş oranlarda vergi vererek mücadelemize parasal destek vermiş olacaklardır.

0 ≤ K
0 ≤ 200 – K
0 ≤ D – 10
0 ≤ 100 – D
0 ≤ 40Q – K – D
0 = aK
0 = b(D – 10)
0 = c(200 – K)
0 = d(100 – D)
0 = e(40Q – K – D)


Rakiplerimizin şirket kurarak istihdam sağlayamamaları durumunda gerçek vatandaşları adaya ancak günü birlik oy vermek için gelebileceklerdir; yoksa çalışamayacaklarından hard worker madalyalarını kaybederler. Bu sayede rakibin adada kalıcı bir varlık oluşturmasının önüne geçeceğiz ve sadece tüm ihtiyaçlarını dışarıdan karşılayabilecek bir avuç rakip oyuncu adada kalabilecek. Adada açılacak rakip sahte hesaplar ise çalışamayacaklarından tek tek elle beslenmek zorunda kalacaklar. Bu sayede tespit ettiğimiz sahte hesapları şikayet ederken, onları besleyen sahiplerini de banlatmamız olanaklı olacak.

Adada açılacak olan Türk sahte hesaplarına ise devlet şirketlerinde istihdam sağlamamız gerekmediğini düşünmekteyim. Bu hesapları açan kişiler sahte hesaplardan elde ettikleri altınlarla kendi şirketlerini açabilirler, veya ekmek alarak kendileri besleyebilirler. Birçok Türk sahte hesap baronunun bu mücadeleyi benimseyip adada sahte hesaplar açmaya başlayacaklarından eminim, ancak bu sahte hesaplara devlet desteği verilmemesi konusunda taviz vermememiz gerektiği kanısındayım.

60.0 GBP : 1.000000
57.5 GBP : 0.998643
55.0 GBP : 0.997210
52.5 GBP : 0.995694
50.0 GBP : 0.994986
47.5 GBP : 0.992374
45.0 GBP : 0.990544
42.5 GBP : 0.988581
40.0 GBP : 0.986466
37.5 GBP : 0.984173
35.0 GBP : 0.981674

eTürkiye’nin aksine uzun vadede adanın sahte hesapların olmadığı, anavatandaki siyasetten bunalmış olan kişilerin yaşayabileceği bir ülke olmasını arzulamaktayım. Adanın kontrolü için destek vermek üzere açılan sahte hesapların uzun süre yaşamasına izin verilirse bir sonraki seçimlerde bu hesapların sahipleri iktidara sahip çıkmak isteyebilirler. Bu durumda oylarımız bölüneceğinden sanal olan ilk zaferemiz daha ikinci seçimlerde rakibe karşı hezimete uğramamıza sebep olacaktır. Öncelikli hedefimiz adayı sürekli olarak rakibin hakimiyetinden kurtarmak olduğu için ileride yaşanabilecek bölünmeleri şimdiden engellemeliyiz.

Adadaki rakipler dışarıdan sağlanan ürünlerden yararlanarak yaşamlarını sürdürebileceklerinden ithalat vergilerini bizim kullanacağımız hammaddeler dışında maksimuma çekebiliriz. Bizim kullanacağımız hammaddeler için ise, eğer adada bulunmuyorlarsa bazı Türk firmaları adaya bu malları satmak için lisans almalılar. Bu hammaddelerin fiyatları dünyadaki piyasa fiyatından yüksek olmamalı. Bu konuda da kâr etmekten ziyade zararına satış yapılması söz konusu olabileceğinden gönüllü şirket sahipleri bulmalıyız.



Bürokratik Yapılanma

Adanın egemenliğini ele geçirmeden önce oyları ve biletleri koordine edecek bir kadro oluşmalı. Egemenlik tesis edildikten sonra ise en önemli mekanik işleve sahip olan kurum firmaları yönetecek olan bakanlık olacaktır (Ekonomi ya da Maliye Bakanlığı isimleri uygun olabilir).

Diğer alanlarda ise bakanlıklar kurabilecek olmamıza karşın, tek tek kişiler seçtiğimiz takdirde bölünmelere ve kırgınlıklara yol açılabileceğini düşünmekteyim. Firmaların denetimi dışındaki nüfus, eğitim gibi işleri bireyler üstlenerek kendi açtıkları makaleler ile yürütebilirler diye düşünüyorum. İlk dönemin ardından bu alanlarda en iyi işi çıkardığını düşündüğümüz kişileri açık bir oylamayla resmi pozisyonlara tayin edebiliriz. Dış işleri ve savunma konusunda ise diğer ülkelerin temaslarını yanıtlamak adına bir/birkaç kişinin sözcü olarak seçilmesi düşünülebilir.

Bütün ekonomi alanındaki yasalarda kararı verecek olan kişi Ekonomi / Maliye bakanı olacaktır. Vergi değişiklikleri, asgari ücret tayini, para transferleri, para basma yasaları, ambargo yasaları ekonomi alanına girmektedirler. Bu bakanın (tabii ki tartışmalardan sonra) verdiği emre tüm Türk milletvekilleri itaat etmek durumunda olacaklardır. Adadaki rakip milletvekili sayısı güvenli bir seviyeye indirilene kadar yasa tekliflerinde demokrasi söz konusu olmayacaktır. Ancak yasa verilmeden önce tartışma makaleleri açılacaktır ve teknik bilgi gerektirmeyen tercihlerde açık oylama gibi tekniklere de başvurulabilir.

Savaş açma, ittifak kurma ve diğer tüm yasalarda ise son söz ülke başkanının olmalı. Tartışmalar sonucu bir karara varıldıktan sonra verilen emre tüm Türk milletvekilleri itaat etmek zorunda olacaklardır.



Askeri Yapılanma ve Uluslararası İlişkiler

Adada egemenliği tesis etme amacımızda başarılı olursak, rakibimiz son seçenek olarak istilaya başvuracaktır. Bu durumda ülkemizin askeri gücünü savaşta kullanabilmek adına anavatan ile ada arasında hemen bir ittifak anlaşması imzalamalıyız. Anavatanın savunma bakanlığının işlerin yürütülmesinde yeterli olacağına inanıyorum, ama gereksinim ortaya çıkması durumunda Dış İşleri sözcüsü de bu sorumluluğu yüklenebilir, ya da yeni bir kişi tartışmaların ardından ülke başkanı tarafından tayin edilir. Ülkenin anka kuşu ittifakına katılması en doğrusu olacaktır. Güçlü devletlerle kurulacak olan ittifak anlaşmaları ile olası rakip istilalarından kurtulabiliriz

Kapanış

Gördüğünüz gibi yapmamız gereken birçok hazırlık var. Bunlardan ilki milletvekili ve başkan adayların tayini olacaktır. Bu konuda birbirimizin kalbini kırmadan, ve bu pozisyonların bir lüks değil bir sorumluluk olduğunu göz önünde bulundurarak bir sonuca varmamız çok önemli. İkilik yaşadığımız anda tüm planlarımız suya düşecektir. Bu sebeple var olan bütün anlaşmazlıkları ve sorunlarımızı bu proje kapsamında unutmalıyız. eTürkiye’deki politik mücadeleleri ise bu platforma kesinlikle taşımamalıyız.

Ben adanın alınmasının çok önemli bir hedef olduğunu düşünüyorum, ve bu doğrultuda elimden gelen her türlü desteği vermeye hazırım. İzlenmesi gereken politikaların tayininde yararlı olabileceğimi düşündüğümden ülke başkanlığı ya da kurulacak bakanlıklardan birinde görev almaya – Türk halkı uygun görürse – talip olduğumu belirtmek isterim. Ancak benden daha fazla vakti olan ya da daha kabiliyetli arkadaşlar bu pozisyonlara talip olurlarsa kesinlikle geri çekilirim.

Bu uzun makaleyi okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım ortak amacımızı gerçekleştirmede bize yardımcı olur.

Saygılarımla,
Kemal Ergenekon